isgtecrubeleri.com/dokumanlar/resimler/mobilreklam.png
Reklam
İŞ GÜVENLİĞİ TECRÜBELERİ

İş Yerinde Yangın Ve Güvenlik Sistemleri

İş Yerinde Yangın Ve Güvenlik Sistemleri

Yanma, yanıcı maddelerin ateşle tutuşturulmasından sonra oksijenle beslenerek hızlı bir şekilde reaksiyona girmesi sonucu, yanıcı madde içinde depolanmış bulunan enerjinin, ısı enerjisi biçiminde açığa çıktığı kimyasal bir işlemdir. Bu işlem sırasında çıkan enerji, genellikle sıcak gazlar şeklinde olmasına rağmen, çok küçük miktarlarda elektromanyetik (ışık), elektrik (serbest iyonlar ve elektronlar) ve mekanik (ses) enerjiler şeklinde de ortaya çıkmaktadır.

Yüksek sıcaklığa sebep olan yangın ise katı, sıvı ve/veya gaz halindeki maddelerin kontrol dışı yanması olayıdır. “Yanma kimyasal bir oksidasyon reaksiyonudur. “ Bu reaksiyonun oluşması için öncelikle, yanıcı madde ve havaya veya oksijene ihtiyaç vardır. Bu karışım genellikle bir başlangıç enerjisiyle yanmayı başlatır. Ancak bazı yanıcı maddelerin özellikleri gereği başlangıç enerjisine ihtiyaç duyulmayabilir. Yanıcı madde ile hava arasındaki karışım oranları da yanmanın oluşmasında temel faktördür.

Yanmanın başlangıcı tutuşmadır. Tutuşmanın olabilmesi için ısı, oksijen ve yakıt bir arada hazır bulunmalıdır ve bu üçünden biri ortadan kalktığında reaksiyon sona erecektir. Yangın oluşabilmesi için bu üçünün aynı anda birlikte olması zorunludur ve buna Yangın Üçgeni denir.[1]

  1. YANMA VE ÇEŞİTLERİ

Bir yanma olayının meydana gelmesi için 3 temel parametreye gereksinim duyar.

  • Yanıcı madde
  • Oksijen
  • Isı/ tutuşma sıcaklığı

Yanıcı madde

Yanıcı maddeler (nükleer yanmalar ve metal yangınları hariç) organik bileşiklerdir. Organik bileşikler de, güneş enerjisinin özümlenmesinden oluşmuş bitki, hayvan ve insan şeklindeki canlılar ve onların fosilleridir. Sonuçta, güneş enerjisinden dönüşerek oluşan yanıcı madde, tekrar ısı enerjisine dönüşmektedir. Yanıcı maddelerin çoğunun bileşiminde; karbon, hidrojen, oksijen, kükürt, fosfor vardır. Yanıcı maddeler doğada katı, sıvı ve gaz halinde bulunurlar. Bu maddeler kimyasal özelliklerine bağlı olarak farklı buharlaşma, alevlenme/parlama, tutuşma ve yanma değerlerine sahiptirler.

Oksijen

Yanıcı madde bilindiği üzere sayılamayacak kadar çoktur. Ancak yakıcı madde olarak sadece oksijen bilinmektedir. Burada yanmayı sağlayan saf oksijen değildir. Havada bulunan oksijendir. Hava bir gaz karışımıdır.

Bileşiminde şu gazlar bulunmaktadır;

Azot % 78,1 Oksijen % 20,9 Argon % 0,93 Karbondioksit % 0,03 Neon % 0,0015 Helyum % 0,0005 Kripton % 0,00011 Ksenon % 0,000008 Ayrıca meteorolojik duruma göre % 3-5 arasında su buharı bulunur.

Havadaki gazlardan; azot (N) ve karbondioksit (C02) söndürücüdür. Oksijen (0) ise yakıcıdır. Diğerleri ne yakıcı ne de söndürücüdür. Teneffüs edilen havadaki oksijen miktarı yaklaşık % 21 olup, yangın çıkması için havadaki oksijen miktarının %16 kadar olması yeterlidir. Yanma sırasında ısınan hava yukarı çıkmakta onun yerine yanlardan oksijen taşıyan yeni hava akımı boşluğu doldurmakta, dolayısıyla madde yanana kadar veya bir müdahale ile yanma durduruluncaya kadar devam etmektedir (Kadırgan, 1990) Yanma olayı sırasında, ısınarak yükselen havanın yerini, yanlardan gelen ve oksijen taşıyan yeni hava akımı doldurmaktadır. Böylece yanıcı madde, tamamen yanana kadar veya müdahale edilene kadar, yanma olayı sürmektedir.

Isı

Isı, belirli sıcaklıktaki bir sistemin sınırlarından, daha düşük sıcaklıktaki bir sisteme, sıcaklık farkı nedeniyle transfer edilen enerjidir. Bir maddenin yanmaya başlaması için, çoğunlukla ısıya ihtiyaç vardır. İhtiyaç duyulan bu ısı enerjisi, birçok kaynaktan meydana gelir. Kibrit alevi, brülör gibi açık alevler, elektrik tesisatları, elektrikli ısıtıcılar, kızgın yüzeyler, kıvılcım, sürtünme, yıldırım ve güneş gibi doğal ısı kaynakları, ısı kaynaklarına örnek olarak verilebilir. Her yangın kendi başına bir olaydır. Buna rağmen bütün yangınlar fazlara ayrılmış halde gösterildiği gibi basit bir yol izler.[1]

  • YANMA ÇEŞİTLERİ

Yanma olayı dört şekilde meydana gelir.

  • Yavaş yanma
  • Hızlı yanma
  • Parlama-patlama şeklinde yanma
  • Kendi kendine yanma

 

  • Yavaş yanma: Yeterli ısının ve oksijenin bulunmadığı durumlarda yanıcı maddenin yapısı dolayısıyla yanıcı buhar veya gaz meydana gelmemektedir. Bu durum, alevli bir yanmayı engellemektedir (Demir (Fe) , bakır (Cu) gibi metallerin oksitlenmesi). Yavaş yanma şu durumlarda meydana gelir:
  • Yanıcı maddenin yanıcı buhar veya gaz meydana getiremediği hâlde
  • Yeterli ısının olmaması hâlinde
  • Yeterli oksijen olmaması hâlinde

Demir (F), bakır (Cu) gibi metallerin havadaki oksijen ve hava ısısı ile oksitlenmesi olayında olduğu gibi yanıcı madde, buhar veya gaz çıkarmamakta; dolayısıyla demir oksit (Fe 0) ve bakır oksit (CuO) oluşmaktadır. Sodyum (Na) alkali metali de çabuk okside olan bir elemandır. Canlıların hücre solunumu olayı da bir nevi yavaş yanma olayıdır.

  • Hızlı yanma: Yanmanın belirtileri olan alev, ısı, ışık ve korlaşmanın olduğu yanmadır. Bazı maddeler, katı hâlden önce sıvı hâle daha sonra da buhar veya gaz hâline geçerek yanar (Örneğin: Parafin, mum gibi). Bazıları ise doğrudan yanabilir ve buhar çıkarır (Örneğin: Naftalin). Yine bazı maddeler doğrudan doğruya yanabilen gazlar çıkarır (Örneğin: Odun, kömür gibi). Meydana gelen bu yanıcı buhar veya gazlar, oksijenle birleşirken hızlı yanmayı oluşturur. Bir alevde üç kısım bulunur.

Dış kısım: Parlaktır, ısı yüksek derecededir ve yanma tamdır.

Orta kısım: Yanma tam değildir, zira oksijenle temas olanağı daha azdır. Isı derecesi de azdır.

Çekirdek kısım: Bu bölgede yanma yoktur, yanıcı buhar veya gazların yanmak için sıra beklediği bölge de denebilir. İç ve orta kısımdan hava akımı dolayısıyla bir takım yanmamış maddeler de çıkar ki bunlar duman ve kurumdur. Yine bazı maddeler buharlaşmadığı için yanıcı gaz da çıkarmamaktadır. Bu gibi maddelerin yanması korlaşma hâlindedir, alevlenme yoktur (Örneğin: Gazı alınmış kok ve odun kömürleri, sigaranın yanışı gibi). Burada da alevlenmede olduğu gibi ısı ve ışık bariz şekilde görülmekte ve hissedilmektedir.

  • Parlama- Patlama: Parlama kolayca ateş alan maddelerde görülen bir olaydır (Örneğin: Benzin gibi). Patlama ise tamamen bir yanma olayıdır. Burada dikkati çeken husus, maddenin tamamının bir anda yanmasıdır. Bunda maddenin cinsi, birleşimi, şekli, büyüklüğü-küçüklüğü ve nihayet oksijen oranının rolü büyüktür. Patlamada; bir anda parlayarak yanan madde, çeşitli gazlar hâline gelmekte ve son derece büyük bir hacim genişlemesine uğrayarak etrafını zorlamakta ve patlamalar olmaktadır.
  • Kendi kendine yanma: Yavaş yanmanın zamanla hızlı yanmaya dönüşmesidir. Özellikle bitkisel kökenli yağlı maddeler, normal hava ısısı ve oksijeni içinde kolaylıkla oksitlenmekte bu oksitlenme sırasında ise gittikçe artan bir ısı çıkmaktadır. Zamanla doğru orantılı olarak artan bu ısı, bir süre sonra alevlenmeye yetecek dereceyi bularak maddenin kendiliğinden tutuşmasına neden olmaktadır. Örneğin: Bezir yağına bulaştırılmış bir bez parçası yukarıda açıklandığı şekilde bir süre sonra alev alarak yanmaya bağlayabilmektedir.

 

  • YANMA SONUCU OLUŞAN DEĞERLER

Isı: Yangın başlangıcından itibaren yangın mahallinde sıcaklık çok süratli bir şekilde yükselir. Bunun için yangınlarda ilk dakikalar hatta saniyeler çok önemlidir. Yangınlarda ilk 5 dakikada hararet hemen 500 °C derecenin üzerine çıkmaktadır.

Işık (Alev): insan vücudunda 1, 2 ve 3. derecede yanıklara neden olur. İnsanlar, sıcaklığa karşı (ısı ışınımına) çok duyarlıdırlar. İnsanların ısıdan etkilenmesi ısıya olan uzaklığına bağlıdır.

Duman: Yeterli oksijen bulamamış, tamamlanmamış bir yanma olayında açığa çıkan karbon ve katran taneciklerinin havada oluşturduğu bulut kütlesidir. Karbon monoksit, karbondioksit, kükürt ve azot oksitler ile su buharından oluşur.

  • YANMA UNSURLARI

Yanma, üç unsurdan oluşmaktadır. Bunlar; hava, yanıcı maddeler, ısıdır.

  • Yanacak bir maddenin bulunması (katı, sıvı, gaz ve metal yanıcılar gibi)
  • Yangın çıkartabilecek ısı veya kıvılcım gibi bir kaynağın bulunması (kimyasal, biyolojik veya fiziksel)
  • Yeterli miktarda oksijen bulunması Bu üç unsurun yeterli oranda bir araya gelmesi yanmaya sebep olur ve yangının oluşması için yeterlidir. Buna yangın üçgeni adı verilir. [2]

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Şekil  1. Yanma üçgeni

Yanma üçgeni; yüzeysel kor hâlinde yanma veya için için yanma olarak açıklanabilir fakat alevli yanma gereksinimlerini komple tanımlamaz.

  • Hava

Oksijen; kendisi yanmayan fakat yanmayı gerçekleştiren renksiz, kokusuz, bir gazdır. Gaz hâlinde oksijen normal şartlar altında 1,4289 g ağırlığındadır.

Oksijen 51 bar basınçta o ve -119 C derecede sıvılar. Normal basınçta kaynama noktası –183 °C‘dir. 1 litre sıvı oksijen 1.118 kg Normal havada % 21 oksijen, % 78 azot, % 1 diğer gazlar mevcuttur. Ayrıca meteorolojik duruma göre % 3-5 arasında su buharı bulunur. Havadaki gazlardan azot (N) ve karbondioksit (C02) söndürücüdür. Oksijen (0) ise yakıcıdır. Diğerleri ne yakıcı ne de söndürücüdür.

Havadaki oksijen oranı yanıcı maddelerin oksijen ile reaksiyona girmesi için yeterlidir. Deneyimler sonucu elde edilen bilgilere göre hava içinde % 14-16 oranında oksijen bulunması yanma için yeterli olmaktadır. Yanma sırasında ısınan hava, yukarı çıkmakta onun yerine yanlardan oksijen taşıyan yeni hava akımı boşluğu doldurmakta, dolayısıyla madde yanana kadar veya bir müdahale ile yanma durduruluncaya kadar devam etmektedir. Yangının şiddetlenmesinde yangın yerindeki havanın büyüklüğü, tabii rüzgâr ve şiddetli rüzgâr varlığı, oksijen üreten kimyasal reaksiyonların olması, yanıcı madde – oksijen oranı gibi faktörler etkendir. Oksijenin oranı yükseldikçe yanma hızı ve ısısı artar. Birine normal hava diğerine saf oksijen verilen iki odun yığını karılaştırılırsa yanma hızının ve yanma ısısının değiştiği görülebilir.

  • Yanıcı Maddeler

Yanma derecesine kadar ısıtıldığında oksijenle birleşerek yanan ve yandığında ısı yayan maddelere yanıcı madde denir. Yanıcı maddeler (nükleer yanmalar ve metal yangınları hariç) organik bileşiklerdir. Organik bileşikler de güneş enerjisinin özümlenmesinden oluşmuş bitki, hayvan ve insan şeklindeki canlılar ve onların fosilleridir. Yanıcı maddelerin çoğunun birleşiminde kükürt, fosfor karbon, hidrojen vardır. Bu elemanlar ısı etkisiyle hava ile temaslarda havadaki oksijenle birleşerek CO2 (karbondioksit) ve H2O (su) meydana getirirler. Oksijeni az olan yanmalarda CO (karbonmonoksit) gazı oluşur. Tam yanmalarda ise meydana gelen gaz CO2 ve H2O‘dur.

  • Yanıcı Madde Çeşitleri

Katı yanıcılar:

Moleküller arasında büyük bir çekim kuvveti ile birbirine sıkıca bağlı olan, belli bir hacim ve biçime sahip maddelere katı madde denir (Kömür, odun, kumaş, mum, deri, zift, naftalin, parafin). Bu maddeler, genel olarak ısının etkisi ile yanıcı buhar ve gaz çıkartmakta ve oksijenle birleştiklerinde yanma olayı gerçekleşmektedir. Bazıları ise doğrudan buhar hâline geçerek yanmaktadır (Naftalin gibi).

Katı maddeler yanmadan önce mutlaka buhar hâline geçmelidir. Yangın mahallinde bu değişim genellikle ilk ısının uygulanması sonucu meydana gelir. Bu ısı hareketi tarafından yapılan kimyasal ayrışma pyrolsis olarak tanımlanır ve maddenin katı hâlden sıvı hâle dönüşmesine sebep olur. Eğer buhar hava ile karıştırılır ve yeteri kadar ısıtılırsa yanma meydana gelir (parafin, mum ve katı yağlar).

Sıvı yanıcılar:

Moleküller arası çekim kuvveti gevşektir. Bunların çoğu normal havada buharlaşır. Sıvı maddelerin yanan kısmı, sıcaklık etkisi ile gaz hâline geçen sıvı buharlarıdır. Yanma yüzeydedir, korlaşma ve yüzey altında yanma olmaz. Yüzeydeki yanmanın etkisiyle ısı artar ve yanmanın devam edebilmesi için gerekli ortam hazırlanmış olur. Sıvı yanıcı maddelerin parlama noktaları düştükçe yangın yönünden tehlike riskleri yükselir (Benzin, tiner, motorin, alkol, cilalar, sıvı yağlar).

Gaz Yanıcılar:

Moleküller arası çekim kuvveti çok zayıf olup diğer yanıcı maddelere göre çok daha kolay ve hızlı yanarlar. Genellikle hidrokarbon bileşikleri (petrol ve türevleri) ve bu bileşiklerin karışımından oluşurlar. İçinde bulundukları kabın veya tankın dayanma gücüne bağlı olarak sıkıştırılıp sıvılaştırılabilirler. Basınç kaldırıldığında da gaz hâline dönerler. Oksijenle temasa girmeleri belirli oranda olmalıdır. Alt patlama sınırı kadar biriktiklerinde en küçük ısı kaynağı (mesela kıvılcım) ile patlama meydana gelir (propan, asetilen, bütan, tabii gaz, hidrojen).

Metal Yanıcılar:

Magnezyum (Mg), sodyum (Na) ve potasyum (K) gibi aktif madenler, tehlikeli maddeler sınıfına girdiğinden taĢınması özel talimatlarla olur. Bunlarla birlikte alüminyum ve çelik talaşları da yanıcıdır. [2]

1.3.4.Yanıcı Maddelerin Ortak Özellikleri

 Tutuşabilirlik:

Bir maddenin kıvılcım veya ateş ile temas etmesi ya da belirli bir dereceye kadar ısınması hâlinde tutuşma özelliğine sahip olmasıdır.

Parlama – patlama noktası sıcaklığı:

Yakıtın üzerinden bir alev gezdirildiği zaman yakıt yüzeyinde geçici yanmanın (parlamanın) meydana geldiği sıcaklıktır. Benzinin parlama noktası sıcaklığı 40-41 ºC olduğundan kapalı yerlerde patlama, açık yerlerde yanma meydana gelir.

Yanma sıcaklığı:

Bir maddenin bir kıvılcım veya ateş ile teması hâlinde yakıcı ortadan kalksa bile yanmanın devam ettiği sıcaklığa denir

Tutuşma noktası:

Bir maddenin ısınınca tutuşmasına sebep olacak gaz çıkartmasını sağlayan sıcaklığa erişme noktasına denir.

Akaryakıt buharının tutuşması dışında bir yangının gelişim süreci:

Yangınla oluşan alev, ısısını yayarak çevredeki maddelerin parlama noktasına dek ısınmasına neden olur. Birdenbire “Parlama Yayılması” olarak isimlendirilen alev yayılması meydana gelir. Eğer yangın kapalı bir yerde gelişiyorsa yangın içten içe yanma özelliği gösterebilir. Ancak kapalı yerin kapısının açılmasıyla yüksek bir parlama yayılması görülür. Buna da gecikmiş parlama denir. Gecikmiş parlama şiddetli olabilir. Bu durumda yapılması gereken, ellerin tersi ile kapalı yüzeye dokunarak sıcak yüzeylerin hissedilmesi ve kapının alt bölümüne dayanarak ani bir patlama ısı ve alevin sıcaklık etkisinden kurtulmak olmalıdır[3].

  1. YANGIN

Kontrol dışına çıkmış yanma olayına yangın denir.

Yangın nedenleri;

  • Bilgisizlik
  • Dikkatsizlik ve İhmal
  • Tedbirsizlik
  • Sıçrama (Çevredeki Yangından Sirayet)
  • Sabotaj • Tabiat Olayları
  • Kazalar
  • Bilgisizlik
  • Madde ve malzeme özelliklerinin bilinmemesi,
  • Yangına neden olacak etkenler hakkında bilgi sahibi olunmaması (özellikle çocukların tehlikeli olabilecek her türlü materyalle oyun oynamasına izin verilmemeli)
  • Yangın önlemleri hakkında yeterli bilgiye sahip olunmaması (çatıda, kolay ve çabuk tutuşabilecek malzemelerin muhafaza edilmesi gibi).
  • Dikkatsizlik ve İhmal
  • Bilindiği halde önlemlerin uygulanmaması,
  • Yangın dolabı, yangın merdiveni ve kaçış yollarının kullanılabilir olmaması,
  • Isı kaynaklarının fişlerinin prizde bırakılması,
  • Prizin çoklu kullanılması,
  • Kaynak, kesme gibi çalışmalarda gerekli güvenlik tedbirlerinin alınmaması,
  • Yanıcı parlayıcı maddelerde yapılan çalışmalarda gerekli tedbirlerinin alınmaması,
  • Tedbirsizlik
  • İşletmelerde yönetmeliklere göre alınması gereken yangın güvenlik önlemlerinin alınmaması,
  • Alınan güvenlik önlemlerinin zaman içerisinde uygun olmayan şekilde değiştirilmesi,
  • Elektrik tesisat ve sigortalarının yeterli düzeyde yapılmaması,
  • Çatı kirişleri ve baca ilişkilerindeki düzensizlik,
  • Elektrikli cihaz ve makinelerin periyodik bakımlarındaki aksaklıklar,
  • Emniyet ve kullanım kurallarına uyulmaması örnek gösterilebili

YANGIN YERİNDEKİ TEHLİKELER

 

  • Yangının Büyüme Hızı:

Yangın geometrik olarak büyür. Tüm yangınlar bazı özel durumlar hariç (akaryakıt yangınları vb.) başlangıçta küçük olmasına rağmen yangın bileşenlerinin özelliklerine bağlı olarak çok hızlı büyümektedir. Özellikle ortamda yangının daha hızlı büyümesini sağlayabilecek kolay yanabilen maddeler bulunuyorsa, açık alandaki yangınlarda rüzgâr varsa bu süreç çok daha hızlı ve etkili gelişecektir.

Kapalı alanlardaki yangında ortalama ısı değeri birinci dakikadan sonra hızla artar. Isı 5 dakika sonra 555 C dereceye ulaşırken alevler mekânın tamamını kaplamış olur. Başlangıcında bir bardak su ile söndürülebilecek bir yangın, ikinci dakikada bir kova su ile üçüncü dakikada bir fıçı su ile ancak söndürülebilir. Yani yangın herhangi bir engel karşısına çıkmazsa sürekli büyür ve yayılır. Buna karşılık itfaiyeci de çok hızlı olmak zorundadır. Dünya standartlarına göre en geç beş dakika sonra yangın yerine varmış ve hortum sermiş olacaktır.

Yangın yerinde ani ve isabetli kararlar alabilecek ve çok seri hareket edecektir. Yangın için alınan bütün güvenlik önlemleri sürekli kontrol edilmeli ve her an kullanıma hazır tutulmalıdır. Yangın çıkışları ve merdivenleri her zaman açık olmalıdır. Hortumlar takılı ve kullanıma hazır, sulu sistemde her an basınçlı suyu mevcut ve bakımlı olmalıdır. Yangın söndürme tüpleri dirsek hizasına ve kaçış yolları üzerine, kolayca alınabilecek şekilde asılmalı, arabalarda hemen torpido altına takılmalıdır.

  • Yüksek Sıcaklık Tehlikesi

Tablo 1. Isının Zamana Göre Artışı

Yukarıdaki tablodan da anlaşılacağı gibi en büyük sıcaklık artışı ilk beş dakikada olmaktadır. Bunun için yangınlarda ilk dakikalar hatta saniyeler çok önemlidir. Isı 90 dakika sonra 985 ‘ye ve 3 saat sonra 1090 dereceye ulaşır. Yangınlarda daha düşük veya özel durumlarda daha yüksek ısı dereceleri de görülmektedir. Bazı durumlarda büyük yangınlarda 1500–1700 derece ısı oluşmuştur, bu da tuğlaların damlamasından anlaşılmıştır.

Yüksek sıcaklık ve alev insan vücudunda onarılmaz yaralar açmaktadır. Derinin yanması ile derinin altında bulunan ter bezleri tahrip olur. Vücutta bulunan toksin maddeler ter bezleri yoluyla dışarı atılmazsa kan zehirlenmesi yapar ve hayat sona erer.

  • Yangın Bileşenlerinin Yangının Yayılmasına Etkileri

Yangın bileşenleri olan Yanıcı Maddenin cinsi, miktarı ve dağılımı, Oksijen veya havanın oranı, hava büyüklüğü, rüzgârın olup olmayışı ve Isı transferi gibi faktörler yangının yayılmasını etkilemektedirler.

Yangının yayılma tehlikesi yanıcı maddelerin çoğalmasıyla daha da artar. Yangının yayılma tehlikesinde yanıcı maddelerin dağılma şekli çok önemlidir. İmar sıklığı artıkça yangının yayılma tehlikesi artar. Yanıcı maddeler birbirine ne kadar yakın olursa yangın daha hızlı yayılır. Bırakılan mesafeler sayesinde yangının yayılma tehlikesi azaltılabilir. Eğer bu mesafeler yanıcı maddeler ile doldurulursa o zaman ateş köprüsü oluşur. İmar durumunda bina aralarına yangın koruma duvarlarının yapılmaması veya yangına karşı koruma boşlukları bırakılmaması yangının daha hızlı şekilde yayılmasına sebep olur.

  • Yangının Safhalarındaki Tehlikeler  

Yangının başlangıç, gelişme ve sonuç safhalarında davranış biçimleri ve tehlikeler farklılıklar göstermektedir. Her itfaiyeci bu farklılık ve tehlikeleri çok iyi bilmek ve olaylara müdahale ederken bu hususlara dikkat etmek zorundadır. Aksi takdirde doğrudan kendi hayatını ve yakınındaki diğer arkadaşlarının hayatını riske atmış olur.

Başlangıç Safhasında Alev Dili Tehlikesi (Flame-over); Başlangıç safhasında Oksijen yeterli ama ısı yetersiz olduğundan tam yanma olmuyor. Yarım yanmış gazlar sıcaklıklarından dolayı yükselip dolaşırlarken, uygun oksijen + sıcaklık oranını buldukları yerde kısa süreli olarak alev dili şeklinde yanıyorlar (Flame-over). Başlangıç evresinde itfaiyeciler müdahale ederken eğilerek, hatta çömelerek çalışmaları gerekiyor. Çünkü yukarılarda her an bir alev dili şeklinde yanabilecek yarım yanmış gazlardan oluşan duman dolaşmaktadır. Böyle durumlarda da hava tüplü solunum cihazı koruyucu görev yapmaktadır.

 

 

 Resim 1. Yangın dili oluşumu

Denge Safhasında Bütün Eşyaların Birden Tutuşması Tehlikesi (Flash-over):

Denge safhasında ısı yeterli, oksijen yeterli, duman az ve hemen hemen tam yanma oluyor. Yükselen sıcak hava konveksiyonla odada dolaşarak bütün yanıcı maddeleri tutuşma sıcaklığına yükseltiyor. Bir anda tüm maddeler tutuşuyor (Flash-over). İtfaiyecinin birden alevlerin ortasında kalma tehlikesi var. Temkinli ve soğutarak ilerleme veya dışarıdan müdahale gerekiyor. İtfaiyenin yangın yerine vardığında flash-overin gerçekleşmiş olup olmaması çok önemlidir. Eğer gerçekleşmiş ise alevlerin daha açık renkte yanmasından anlaşılır. İtfaiyenin çalışması daha rahattır. Fakat yangında oluşacak zarar ve yangının yayılma tehlikesi daha büyük olur. Flash-Over başlamamış ise itfaiyenin çalışması zorlaşır. Çünkü gaz zehirlenmesi ve alev dili tehlikesi gittikçe artar.

Alev dili (Uzun alev) dendiğinde genellikle yatay olarak kapı ve pencerelerden dışarı çıkmakta ve bu alevlerin ısıları çok yüksek olmaktadır. Uzun alevlerin oluşmasındaki sebep, yangının hava ve hava akımı yardımı ile daha fazla oksijen almasıdır. Ayrıca yanıcı yapı malzemelerinin çatlamış olması ateşin daha hızlı yayılmasına sebep olmaktadır.

Resim 2. Denge Safhasında bütün eşyaların tutuşması

Sıcak Tütme Safhasında Yangın Patlaması Tehlikesi (Backdraft):

Sobanın gece uyutulmasına benzeyen ve Korlaşma Safhası da denilen bu safhada Isı yüksek, İlerleyen yangın oksijeni azalttığından oksijen yetersiz, yarım yanma yani sıcak tütme devam ediyor. Odayı basınçlı bir şekilde bu yarım yanmış gazlar dolduruyor. Kapı pencere açıldığında oksijen giriyor ve oda patlıyor (Backdraft). Bu İtfaiyeciler için en büyük tehlikedir. Yangın esnasında kapalı odalarda 400 C derece civarındaki bir ısıdan sonra ani bir ısı düşüşü meydana gelir. Isı 100 ºC dereceye kadar düşer. Backdraft başlangıcında oluşan ısı düşüşü ateşin yangın odasında yeterli derecede oksijen bulamamasından kaynaklanmaktadır. Bu andan itibaren odada başka yangın gazları oluşur.(kükürt gazları) ,kapının açılmasıyla veya camların parçalanmasıyla gereken oksijen ateşe ulaşır ve ortam infilak eder.

Resim 3:  Sıcak Tütme Safhasında Yangın Patlaması Tehlikesi (Backdraft)

  • Zehirli Gazların Oluşturduğu Solunum Zorluğu Tehlikesi

Yangın yerinde meydana gelen ölüm olaylarının çoğu zehirli gazlar sebebiyle olmaktadır. Zehirlenme çoğunlukla soluma, nadiren de deriden soğurma yoluyla olur. Zehirli gazları tesirlerine göre üç gruba ayırabiliriz:

  1. Grup gazlar; Gazlar insan vücudundan oksijeni alarak boğulmaya neden olurlar.
  2. Grup gazlar; Gazlar nefes yollarını tahriş ve tahrip eder, akciğerleri zedeler.
  3. Grup gazlar; Gazlar kanda sinir sisteminde ve hücrelerde zararlara yol açarlar.

Zehirleyici gazlar yangın yerinde çoğu zaman en büyük tehlikeyi oluşturur. Yapılan istatistik araştırmada zehirli gazlardan ölenlerin oranı yanıklardan ölenlerin iki katıdır. Zehirli gazlar teneffüs ve deri yolu ile vücuda giren havaya karışmış yabancı maddelerdir. Çevredeki gazlarla birleşir birleşmelerinden dolayı yoğunluğunu kaybeder. Zehirli gazların tesirsiz hale gelme zamanı bu gazların cinsine ve başlangıçtaki yoğunluğuna bağlıdır. Sıcak ve kuru hava zehirli gazların seyrelmesine daha hızlı etki yapar. Rüzgârsız ve sisli havalarda görülmeyen bu zehirli gazlar uzun sure tesirli olabilirler. Su ile karışabilen bazı gazlar yağmurlu havalarda aşağıya inebilirler. Genelde cisimler uçucu ve gaz şeklindeki maddeler diye ayrılır. Havada uçan çok ince katı ve sıvı parçalara ( toz, duman, is, sis) ucan maddeler denir. Bunlar sakin havalarda zamanla yere çökerler. Gaz şeklindeki maddeler ise gaz ve buhar diye ayrılırlar. Bazı zehirli gazların yangın yerindeki ısıdan dolayı zehirlenme etkisinin değişebileceğinin ve artabileceğinin bilinmesinde fayda vardır.

  • Patlama Tehlikesi

Yangın yerindeki en büyük tehlikelerden biri de patlama tehlikesidir.

Fiziksel Patlama; Yangın yerinde içinde yanıcı gaz olsun olmasın bütün basınçlı kaplar fiziksel patlama tehlikesi oluştururlar. Yangın söndürme tüpleri, deodorantlar, düdüklü tencere, LPG tüpleri içlerindeki gazın artan sıcaklıkla genleşmesi sonucu, çeperlerin taşıyabileceği basıncı aştığında en zayıf yerinden, genellikle ısındığı taraftan patlar. Dış kabı aksi istikamete doğru şarapnel tesiri ile fırlar. Tüpler soğutulduktan sonra yangın mahallinden çıkartılmalıdır.

Kimyasal Patlama:

  • Patlayıcı Maddelerin patlaması; Yangın yerinde patlayıcı maddeler olabilir. Isı ve ateşin ulaşması sonucu patlama meydana gelir.
  • Yanıcı gazların patlaması; Yanıcı gazların alt ve üst patlama sınırları vardır. Kapalı hacimde var olan veya açığa çıkan yanıcı gazların konsantrasyonu bu patlama sınırları arasına ulaşırsa en ufak bir kıvılcımla bile oda patlaması oluşur.
  • Yağ patlaması: Bir kabın içindeki yanan veya çok sıcak yağa, ziftte ve benzeri maddelere direk lansla su sıkıldığı zaman olur.
  • Tüp patlamaları: Isınmak suretiyle tüpün içindeki basıncın artması ve hatta birçok durumda gövde malzemesinin zayıflamasından dolayı tüpün çatlamasıdır. Tüpün içinde yanıcı veya yanmayıcı gaz, buhar veya sıvı bulunması hiç önemli değildir.
  • Yüksek sıcaklıktaki basınçlı gazların patlaması: Ağır patlamalara yol açabilecek gazlar arasında asetilen Hidrojeni örnek olarak verebiliriz.
  • Asetilenin yol açtığı patlamalar: Saf asetilen renksiz ve kokusuzdur. Asetilen kokması bu gazın hidroforla kirlenmiş olduğundandır. Kolayca yakılabilir ve 305 ºC de kendiliğinden tutuşur. Hava ile karıştığı zaman 1900 ºCde yanar. Oksijenle birleştiği zaman yani kesme ve kaynak alevinde 3000 ºC ye yakın bir hareket oluşur. Asetilen yüksek tutuşma devresinden dolayı tanınan en parlayıcı gazdır. Bu tehlike basınç altında özellikle sıvı halindeki asetilende daha da artar. Bu durumda bir darbe veya sarsıntı kimyasal dönüşümün gerçekleşmesine yeterlidir. Asetilen normal basınç (760 Bar) ve 160 ºC de kolayca karbon ve hidrojene dönüşe-bilir. Bu dönüşüm esnasında basıncı artırmak için yeterli ısı meydana gelir ve tüpün patlamasına sebep olur.

 

  • Hidrojenin yol açtığı patlamalar: Hidrojen bütün gazların en hafifidir. Havadan 14 kat daha hafiftir. Hafif mavi ışık vererek kolayca tutuşur. Hidrojen hava ile 2000 ºC ve oksijenle 2700 ºC de yanar. Hidrojen ve oksijen reaksiyonları sonucu infilak olabilir.

 

  • Çökme Tehlikesi

Yangın yerinde çökme tehlikesi ile sık karşılaşılır. Çökmeyi kullanılan malzeme ve yapı cinsi önemli ölçüde belirler. Yapı malzemeleri olarak; ağaç, döküm, çelik, taş ve tuğlayı inceleyebiliriz.

Ağaç:

-Esnekliği;

-Çekme mukavemeti,

-Isıl yalıtkanlığı;

-Yüksek basınç dayanıklılığı nedeniyle avantajlıdır,

-Çökme öncesinde çatırdaması itfaiyeciler için uyarı niteliği taşır.

Yalnız yanıcı olması nedeniyle taşıma gücünü tehlikeli bir şekilde kaybeder. Özellikle çatılarda, bağlantı noktalarında yanma olursa çökme oluşur.

Döküm: Sıcaklığa karşı çok ılımlı davranır. 4OO °C sıcaklıktan sonra döküm çeliğe nazaran daha az olarak taşıma gücünü kaybetmeye başlar. 11OO °C sıcaklıkta ise herhangi bir dış değişiklik göstermeden taşıma gücü tamamen ve ani bir şekilde kaybolur. Bu olay ısınmış yapı malzemelerinin ani soğumasına neden olabilecek şekilde su sıkılması durumunda daha düşük derecelerde de gerçekleşir.

Çelik: Çok yüksek ısı iletimine sahiptir. Isınma durumunda gerilme sınırını çok kolay aşabilir. Gerilme sınırı aşıldığında gerilme esnekliği kaybolur. Kalıcı şekil değişmeleri meydana gelir. Çok zayıf olan ve basınç altında bulunan yapı kısımları yüksek sıcaklıklarda ortadan katlanır. Basınç altındaki parçalar ise uzar ve birleşim noktalarında değişiklikler meydana getirir. Bu durumda bütün konstrüksiyonu ve çevirme duvarlarını yıkabilecek güçte kuvvet meydana gelir. Çelik, sıcaklık yükseldikçe sağlamlığını ve taşıyıcılığını kaybeder.

Taş: Yangın durumunda çok olumsuz davranır. Tabii taşlar serttir. Yüksek basınç mukavemetine sahiptir. Isı iletme oranları çok düşüktür. Isınan taşların içinde bulunan Kuvars(SiO2) kristalleri diğer parçalar gibi genleşemediği için özellikle ani soğumalarda maddenin değişikliğine yol açar. Granit soğutma suyu ile karşılaştığında cam gibi çatlar.

Tuğla ve Briket: Sıcaklığa karşı tutumları daha iyidir. Bu malzemeler imal edilirken yüksek sıcaklık altında pişirildiklerinden ısıya karşı mukavemetlidirler. Bu suni taşlar ateşe dayanıklı yapı malzemeleri olarak kulanım alanları bulur. Ayrıca ateşe çok dayanıklı refrakter tuğlalar yüksek sıcaklık işlemleri için kullanılmaktadır.

  • Elektrik Tehlikesi

Yangın yerindeki elektrik kaçağı itfaiyeciyi tehdit eden en büyük tehlikelerdendir. İtfaiyecinin en büyük silahı sudur ve su da elektriği iletir. Dolayısıyla su sıkarken çarpılma ve ayrıca dokunarak çarpılma tehlikesi vardır. Elektrik kurumu tarafından aksi belirtilmedikçe tüm teller ve metal kısımlar elektrikli olarak kabul edilmelidir. Sarkan kablo, metal gaz, su ve kalorifer boruları ve demir çitlerden uzak durulmalıdır. Yangın yerinde önce elektrik şalteri indirilerek veya sigorta sökülerek, mümkün değilse elektrik kurumundan yardım istenerek elektrik kesilmelidir. Son yıllarda özellikle sanayi tesisleri ile topluma açık yapılar başta olmak üzere binalarda jeneratör kullanıldığını dikkate alarak elektrik ile ilgili tehlikeleri tamamen ortadan kaldıracak araştırma ve çalışmalar yapılmalıdır. Bu arada elektrik kesildiği için gündüz penceresiz odalarda ve zemin altındaki katlarda, gece tüm yangın yerin de gizli karanlık tehlikesi oluşur. Bu nedenle el feneri bulundurulmalıdır.

Yüksek ve Alçak Gerilim: Elektrik tesisatları alçak ve yüksek gerilim diye ayrılır. VDE yönetmeliğine göre 1000 Volt’ a kadar ve dâhil olan tesisatlar alçak gerilim tesisatlarıdır. Örneğin; Cereyan üretim ve dağıtım şebekeleri, şehir şebekeleri, bina, ticari ve tarımsal sanayi şebekeleri, tramvay ve troleybüs, üst hat şebekeleri, Yüksek gerilim ise 1000 Volt’un üzerindeki akımlara denir. Bu akımlar elektrik enerjisinin üretimi, indirgeme ve naklinde bulunur. Örneğin enerji santralı, tevzi ve transformatör santralleri, nakil hatları, elektrikli tren üst kat şebekeleri. Yüksek gerilim hatları kırmızı yıldırım oku ile işaretlenmiştir.

Elektrik Yangınlarında Müdahale Teknikleri:

Yangın söndürmede şu tedbirler dikkate alınmalı:

Yalnız yangından doğrudan doğruya tahrip edilen veya etki altında kalan hatlar kapatılmalı, diğer devrelere dokunulmamalı. Böylece örneğin aydınlatma sağlanmış olur. su pompalarının çalışması devam eder. Asansörler iki kat arasında kalmaz. Hastane de yapılan ameliyatların durması engellenir. Yangın bulunan odalarda gündüz dahi aydınlatmalar yakılmalı ve böylece itfaiyenin duman dolu odaların içindeki çalışmalarını kolaylaştırır. Patlama tehlikesi bulunan fabrikalarda şarteli indirmeden dolayı tehlike çıkabilirse kapatma işlemini firma yetkilisinin veya elektrik idaresinin müsaadesi alındıktan sonra yapmalıdır. Sarkan kabloyu tutmak tehlikelidir. Kesinlikle el sürülmemelidir. Yangın bölgesindeki bütün demir kısımlar gerilim altında olabilir. Bu yüzden sadece elektrik kabloları ve cihazlarından değil gaz ve su borularından, çatı oluklarından ve demir çitlerinden uzak durmalı. Elektrik tesisatlarındaki değişiklikler uzman kişiler tarafından yapılmalı. Yalnız acil durumlarda yani insan hayatı söz konusu ise veya söndürme işlemini zorlaştırıyorsa alçak gerilim altındaki kablolar kesilebilir veya iğreti toplanabilir ve kısa devre yaptırılabilir. Bu işlemler elektrik idaresi personeli tarafından yapılmalı. Yüksek gerilim tesislerine yalnızca söndürme işlemine katılan kişiler yetkili uzman personel nezaretinde giderilebilir. Üst hatların gerilimini kesmek için iğreti topraklama veya kısa devre itfaiye tarafından yapılmalı, çünkü bu işlemi yapan kişiyi büyük tehlikeye sokar. Elektrik tehlikesi tehdidi altındaki yangın yerlerinde kuru elbise ve yalıtkan eldiven ile çalışılmalıdır. Kazazedeye dokunmak hatta yaklaşmak bile tehlikeli olabilir. Önce elektrik kesilmeli, kesilemiyorsa kuru odun, kuru elbise gibi tamponlar aracılığıyla kazazede elektrikli kısımdan uzaklaştırılmalıdır.

 

 Tablo 2: Elektriğe müdahalede dikkat edilecek mesafe uzunluğu

Yangın yerinde ilk yardım:

Gerilim altındaki tesisatlarda temas durumunda ölüm tehlikesi olabilir. Kasılmalar kazazededen cereyan akımını uzaklaştırmakla giderilebilir. Kazazedeye yardım edecek kişinin de çarpılmaması için ilk önce cereyan kesilmeli elektrik kesilmiyorsa veya kesebilecek tecrübe de kişi yoksa kazazedeye iyi izole edilmiş (kuru odun, kuru elbise, lastik zemin) bir yerden destek alınarak kablo ve makineden uzaklaştırılır. Acık vücut kısımlarına çıplak elle dokunulmamalı kuru battaniye ve elbise veya eldiven kullanılmalı. Yüksek gerilim hatlarını elektrik idaresinin mütehassıs kişilerin yaklaşması bile tehlikelidir. Kazazede elektrik akımından uzaklaştıktan sonra ilk yardım özellikle yeniden hayata döndürme işlemi hemen yapılmalı yapılacak müdahaleler; Çıkan elbise parçalarının açılmasına büyük önem verilmeli. Kazazedeyi hayata döndürebilmek için bütün olasılıklar değerlendirilmelidir. Kişilerin yanan elbiselerini söndürmek için özellikle su çok uygundur. Karbondioksit veya söndürme battaniyeleri de kullanılabilir. Acil durumlarda itfaiye eri cepkenini çıkararak yanan kişiyi söndürebilir. Normal battaniye ile sarmak bile yararlı olabilir.

  • Kimyasal Tehlike

Yangın yerinde tehlikeli kimyasal maddeler bulunabilir. Tehlikeli kimyasal maddelerin çoğunluğunu tahriş edici kimyasal maddeler oluşturur.

Zehirleyici Kimyasal Maddeler; Radyoaktif Maddeler Kurşun tozu (Pb), Cıva (Hg) ve Fosfor (P) açık yaralardan ve mide bağırsak yolu ile insan vücuduna girip zehirleyebilirler. PVC yandığı zaman Hidroklorik Asit (HCl) çıkarır. Hidrojen Siyanür (HCN), Metil Bromür (CH3Br, [Halon 1001]) ve Karbon Tetraklorür (CCl4, [Halon 104]) deri yolu ile vücuda girebilen zehirli maddelerdir.

Su İle Reaksiyona Girerek Yanıcı Gaz Üreten Maddeler: Sodyum, Potasyum, Kalsiyum metalleri, bu metallerin peroksitleri ve karpit gibi maddeler su ile temas ettiklerinde Hidrojen gazı oluştururlar. Yanma patlama şeklinde olur. Bu nedenle yangında bu maddelere kesinlikle su sıkılmamalıdır. Bu maddeler tamamen havasız ortamda saklanmalıdır.

Radyoaktif maddeler: Atomların parçalanması esnasında çekirdeklerinden çeşitli ışınlar yayılır. Bu ışınlar alfa (a), beta (b) ve gama (g) diye adlandırılmıştır. Alfa ve beta ışınları yüklü partiküllerdir. Gama ışınları ise röntgen ışınlarına benzeyen kısa dalgalı ve giriş (yarma, nüfuz) gücü yüksek ve uzun menzilli elektromanyetik dalgalardır[3].

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

SONUÇ

Uygarlık tarihi açısından incelendiğinde ateşin bulunması, insan yaşamı için devrim niteliğinde bir gelişmedir. İnsanoğlunun farklı ihtiyaçlarını karşılamak için ateşi üretebilmesi ve bu ateşi kontrol altında tutarak işlevsel bir kullanıma sahip olması, insanlık tarihinin en büyük gelişmelerinden biri olarak kabul edilir. Kontrol dışı yanma olan yangın olayı ise ateşin en önemli tehlikesidir.

Yangın ve tehlikeleri konusunda her birey bilgili olmak zorundadır. Öyle ki her birey yangın ile baş başa kalabilmektedir. Her türlü yangına karşı bilgili olunmalı ve hangi yangının hangi tür tehlikelere yol açabileceği bilinmelidir. Herhangi bir yangına yapılacak bir müdahale hayat kurtarıcı olabilmekle birlikte, yanlış yapılan bir müdahale de yeni bir felakete yol açabilmektedir.

Yapılarda, tüm tehlikeler arasında en korkutucu olan şey meydana gelen yangındır. Başa çıkması zor ve sonucu öldürücü olabilen yangın; tüm bina ve tesis kullanıcılarının bilgi, eğitim ve hazırlık derecelerinin üstünlüğüne bağlıdır. Bu nedenle herkesin bilinçlendirilerek, yangın eğitimlerine aktif olarak katılmaları büyük önem taşımaktadır. Yangının büyümesini önleyecek imkan ve kabiliyetler herkes tarafından bilinmelidir. Etkili bir söndürme için yangının kontrolü, çalışanların kabiliyetinin yanı sıra olay anında etkin ve doğru yapılan müdahaleye de bağlıdır. Yangın meydana geldiğinde çalışanların, yangını haber vermeyi, ilk müdahalede bulunmayı, acil kaçış maskesi varsa kullanmayı bilmesi öncelikli ve zorunludur.

 

 

 

 

 

 

 

KAYNAKÇA

  1. Hakan PEKEY, Rojhat GENÇ, Endüstriyel Tesislerde Ortaya Çıkabilecek Yangın Risklerinin Bir Değerlendirmesi: Kocaeli Örneği, Elektronik Mesleki Gelişim ve Araştırma Dergisi (EJOIR) Cilt:2 Özel Sayı Ağustos 2014 sayfa 55-58 http://dergipark.gov.tr/download/article-file/62438

 

  1. Yangın ve Kazalarla Mücadele El Kitabı, İstanbul Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Daire Başkanlığı, İstanbul, 2009 s. 2-84

 

  1. Denizcilik-Yangın Önleme ve Yangınla Mücadele, MEB Yayınları, Ankara, 2011 s:3-6
  2. Yangın Yerindeki Tehlikeler, Ankara Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Daire Başkanlığı, Ankara, 2012 s. 2-42

 

 

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ